OMÜ'de Organik Tarım Çalıştayı

TAKİP ET

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından helal gıda, GDO'suz ürünler ve organik tarım konularının tartışılacağı 'Organik Tarım Çalıştayı' açılış konuşmalarıyla başladı. 

Tarım ve Orman Bakanlığının paydaşı olduğu çalıştayın amacı; organik tarımın mevcut durumu ve potansiyelinin belirlenmesi, yapılan ve yapılacak olan organik tarım projelerinin değerlendirilmesi, tarımsal ürünlerin organik olarak üretilmesindeki bilgi birikiminin aktarılması, çiftlikten ve tarladan alınan ürünlerin soframıza gelinceye kadar tümüyle helal gıda prosedürüne uygun üretiminin incelenmesi, GDO’lu ürünlerin dünü, bugünü ve yarınının tartışılması amaçlanmaktadır. 

Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen etkinliğe; OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, Prof. Dr. Cengiz Batuk, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, Helal Akreditasyon Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Soylu, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kibar Ak, Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Muhlis Akar, Bio Woow Organics Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Tuz, Tohum Platformu Kurucusu Emine Ataman, akademisyenler ile öğrenciler katıldı. 

Protokol konuşmaları ile başlayan ve iki gün sürecek olan çalıştay, masa toplantıları ve çalıştay rapor sunumları ile son bulacak. 

‘Geleceğimizi konuşuyoruz”

Organik Tarım konusunun gelecekle ilgili öneminden bahsederek sözlerine başlayan Rektör Ünal, “Bu gün üzerinde duracağımız konu organik tarım olarak isimlendirildi fakat ilk olarak ismin arka planıyla alakalı küçük bir açıklama yapmak isterim. Bu gün geleceğimizi konuşacağız aslında sadece tarımı konuşmayacağız. İşte nasıl olursa helaldir nasıl olursa organiktir nasıl olursa daha sağlıklıdır evet bunlar önemli sorulardır, bu soruların cevapları da asıl konuşulması gereken konulardır. Geldiğimiz noktada yaşadığımız iklim değişikliğiyle beraber dünyada yaşanan gelişmelere baktığımızda biz aslında geleceğimizi konuşuyoruz. Bir devlet olarak, devletin özgürlüğü devletin istiklali her ne kadar gücüne bağlıysa, ekonomik ve askeri gücüne bağlıysa ontolojik olarak da geleceğimizde bugün yani tarıma ya da gıdaya yaptığımız yatırıma da bağlıdır.  Gıda konusunda gelecekte kendimizi özgür hissedebiliyorsak, gelecekte kendi kendimize yetebileceğimizi düşünebiliyorsak ne kadar sağlıklı besleneceğimizi düşünüyorsak bu konuda bir teminat oluşturabiliyorsak, gelecek konusunda kaygımız o kadar düşecektir. Çünkü iklim değişikliğiyle beraber asıl gündem asıl tartışılması gereken şey ülkenin ve yahut şehirlerin kendi kendine yeterliliğidir.” dedi.  

‘Helal ve temiz gıda önemli iki parametre’

Gıda üretiminde helal ve temiz gıdanın oluşturulmasının önemine dikkat çeken Rektör Ünal, “Doğala yapılan her bir müdahale ekonomik olarak daha fazla kazandırsa bile bir zaman sonra karşılığı tıbbi olarak daha doğrusu ödeme tablosu olarak önümüze çıkıyor. İnançlar açısından düşündüğümüzde ise söz konusu olan iki tane kavram var. Helal ve haram arasında parametreler oluşturuluyor. Helal ve temiz şeklinde iki tane kavram ortaya çıkıyor. Kesim biçimi helal olabilir, fakat kullanılan katkı maddeleri farklı bir bağlama ilerlemiş olabilir. Söz konusu olan katkı maddeleri raf ömrünü uzatmasının bizim sağlığımıza nasıl bir etkisi olduğunu bilmiyoruz. Bizim yaşam biçimimize etkisinin ne olduğunu bilmiyoruz. Bu da dikkat etmemiz gereken konular arasında olmalı diye düşünüyorum.” diye konuştu.  

‘Ar-Ge çalışmalarında gıdaya önem verilmeli’

Ar-Ge çalışmalarında yatırımın önemli bir kısmının gıdaya yapılması gerektiğini belirten Rektör Ünal, “Bir bağlam olarak gıdanın bütünüyle ele alınması, bir ihtiyaç bir zorunluluk olarak gözüküyor. Bu çalıştay bu arka plandan ortaya çıktı. Ar-Ge’nin gıdaya kaydırılması konusunda özel bir hassasiyetimiz var. Çünkü insanlığın geleceği açısından gıda sektörüne özel bir hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üniversite olarak gıda üzerine çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Helal gıda akreditasyonuyla ilgili çalışmamız var. Çalışmamızı en kısa sürede tamamlayarak, yatırımcının ve bu alanda çalışma yapacak kurum ve kuruluşların işini kolaylaştırmak istiyoruz.” diye söyledi.  

‘Üzerimize düşeni yapacağız’

Üniversite olarak gıda konusunda yapılması gerekenlerin farkında olduklarını söyleyen Rektör Ünal, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi bölgenin en önemli aktörü olarak, yarım asırlık bir geçmişe sahip olan, hemen her alanda da güçlü kümelenmelere sahip olan bir kurum olarak hem dış sektörlerle hem de kendi içerisinde, kurumlar arasındaki iş birliği ve disiplinler arası iş birliği süreçlerinde bize düşen ne varsa yerine getireceğiz. Nasıl bir rol alınması gerekiyorsa biz o rolü alacağız. Bakanlıktan, kurumlardan katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Çalıştay sonunda yol gösteren bir rapora ulaşacağımızı düşünüyorum. Çalıştayın hazırlanma aşamasında ciddi emek sarf eden arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

‘Gelecekte bize dayatılacak tarım ve gıda politikalarını tersine çevirmeliyiz’
Tarımda ayakları yere basan politikalar denenmesi gerektiğine dikkat çeken Tohum Platformu Kurucusu Emine Ataman, “Bizim sadece tarımla karın doyurma derdinde değil aynı zamanda da para kazanma derdinde olmamız lazım. Bu nedenle yapacağımız yeni Ar-Ge çalışmalarında, girişim fikirlerinde gelecekte ne yiyeceğiz ne kadar yiyeceğiz ülkeler neyi yemek istiyor neyi tüketmek istiyor onu belirleyip kültürümüze ve inancımıza uyacak şekilde politikalar üretmeliyiz ki gelecekte bize dayatılacak tarım ve gıda politikalarını tersine çevirebilelim.” dedi. 

‘Çalıştay, kurumsal dönüşümlere sebep olacak’
Organik tarım üzerine faaliyet gösteren bir şirket olduklarının altını çizen Bio Woow Organics Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Tuz ise, “Üniversitede böyle bir programın düzenlenmesini son derece önemli buluyorum. Ve umuyorum ki çalıştayın devamı da gelecek ve kurumsal dönüşümlere sebep olacaktır. Bu kurumsal dönüşümler üretime yansıyarak önemli artı değerler sağlayacak. Biz de hem bireyler hem ülke olarak bu akademik yansımalardan olumlu faydalanırız. Çalıştayda işin her yönünü ele alma fırsatımız olacaktır. Bu tarz çalışmaların sadece belli bir sektör için değil aslında tüm ülkemiz için çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. 

‘Katkı maddeleri tüzüğe uygun olsa da işin doğasını bozuyor’
Cahit Tuz’un ardından söz alan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, “Tarım insanlığın varlığından beri stratejik bir üründü. Yokluğu hissedilmeye başlayınca önemi daha iyi kavranmış oldu. Dünyada ki gelişmelere baktığımızda artan nüfus, azalan tarım arazileri var. Diğer tarafta gıdaya ulaşımda erişimde çeşitli sorunlar var. Biz ziraatçılar olarak gıda üretimine baktığımız zaman üretimde bir sıkıntı yok. Fakat gıdaya erişim konusu sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çevre dostu üretim teknolojileri, gıdanın çevreye zarar vermeden ve tüketim aşamasında tüketiciye zarar vermeden hazırlanmış olması konuları bu durumda dikkat çeken konular arasında yer almaktadır. Katkılar her ne kadar gıda tüzüğüne uygun olarak kullanılsa da işin doğasını bozuyor. Biz pestisit kullanımını azaltarak hava, toprak ve su kirliliğini azaltmaya çalışıyoruz. Bozulan biyolojik dengeyi korumak adına da mücadele ediyoruz. Çevreyi de koruyarak yeterli gıda arzı için elimizden geleni yapıyoruz ve bunu hep birlikte yapmalıyız. Bu çalıştayın bu konuda yol gösterici bir raporla sonuçlanmasını temenni ediyoruz.” diye konuştu.  

‘Helal belgesinin son noktası diyanet’
Helal ve temiz gıda üzerine sunum yapan Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Dr. Muhlis Akar,  “Helal ve temiz gıdayı yakalamış olursak biz o zaman organik tarım kavramının tam olarak altını doldurmuş olacağız. Helal gıda komisyon üyesi olarak, helal belgelendirmelerin hepsinde katkılarımız var. Helal belgesinin son noktası diyanettir. Gıda konusu dini olarak özellikle helal ve temiz gıda konusu çok önemlidir. Kuran-ı Kerim’de de geçtiği gibi gıdanın helalini ve temizini tüketin. Diyanet olarak helal gıda komisyonlarında bulunarak bu çalışmalarda görev almaktan da son derece mutluyuz. Çalıştayın konularından birinin helal gıda, helal gıdanın uzantısı olan temiz gıda konusunun gündeme alınması çalışmalarımıza yol göstermesi açısından önem arz etmektedir. Bu sebeple çalıştayın gerçekleştirilmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum ve çıktılarının ülkemize faydalı olmasını diliyorum.” dedi. 

‘Helal ürünlerin; üretilmesi, ticari olarak belgelendirilmesi ve akreditasyon süreçleri üzerine çalışıyoruz”

Helal Akreditasyon Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Soylu “Helal Akreditasyon ve Helal Belgelendirmenin Önemi” üzeri konuşma yaptı. Soylu, “Dünya nüfusunun dörtte biri olan Müslümanlar, helal ve temiz ürünlerle beslenmeyi tercih etmektedir. Helal gıda, İslam dinine göre yenilmesine içilmesine izin verilen gıdalardır ki çiftlikten ve tarladan alınan ürünlerin soframıza gelinceye kadar tümüyle İslami kurallara uygun olarak hazırlanmış olması gerekmektedir. Kurum olarak Helal ürünlerin; üretilmesi, ticari olarak belgelendirilmesi ve akreditasyon süreçleri üzerine çalışmalarımı her geçen gün geliştiriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. 

Endonezya’dan Organik Tarım Çalıştayına destek 

Endonezya Tarım Bakanlığı ve Bogor Tarım Üniversitesinden (IPB -Institute Pertenian Bogor) katılımcılar, çalıştaya gözlemci olarak iştirak etti. Endonezya Tarım Bakanlığı ile OMÜ arasında ziraat ve farklı coğrafi ve iklim koşullarında zirai gıda üretimi, organik tarım, helal gıda alanlarında tecrübe ve bilgi paylaşımı ile ortak eğitim çalışmaları geliştirmek için ikili görüşmeler gerçekleştirilmişti.   

Bu kapsamda; Bitki Koruma ve Analist Uzmanı Dr. Antarjo Dikin, Bitki Planlama Koordinatörü Agnes Verawaty Silalahi, Tarım Geliştirme Direktörü Norman Syahruddin, Kırsal Tarım Bölgeleri Direktörü Dr. Ir Invite Fadjar ve Endonezya Kahve Çiftçileri Şirketi'nin (JPLM) Direktörü Inna Hanarti de çalıştaya online olarak bağlandılar. Yapılan konuşmalarda organik tarım, gıda güvenliği ve helal gıda alanında uluslararası işbirliğinin önemi vurgulandı. Ayrıca katılımcılar, Türkiye’nin son yıllarda yapmış olduğu Ar-Ge ve teknolojik çalışmaların ilgi uyandırması sebebiyle Teknofest’e katılmak istediklerini belirttiler. 

‘Türkiye, sadece kendisine değil, Dünya’ya gıda üretiyor’

Dr. Antario Dikin Endonezya Tarım Bakanlığı adına teşekkür konuşması yaptı. Sözlerine Türkiye’ye teşekkür ederek başlayan Dr. Antarjo Dikin, “Rektör hocamıza teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye’de sadece kendisi için değil, aynı zamanda tüm Dünya’ya gıda ürettiği için teşekkür ederim. Organik gıda önemlidir çünkü insan için zararsızdır. İlaç, sentetik gübre kullanılmaz. Endonezya organik gıda üretiminde gelişiyor. Bu konuda iş birliği yapabiliriz. Türkiye’de kurak araziler gördüm. Organik gıda üretimi suyu tutmamıza da yardımcı olur. Biz öğrencilere organik gıda üretimi ile ilgili proje bursları sağlıyoruz. Saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı. 


Çalıştay raporu kitapçık haline getirilecek

Çalıştay, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Helal Akreditasyon Kurumu, Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden katılımcıların olduğu 3 çalışma grubu değerlendirmeler yapacaktır. Çalışma sonucunda oluşturulacak sonuç bildirgesi, ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara iletmek üzere çalıştay çıktısı kitap olarak hazırlanacaktır.